Anlamalik Degil Hissetmelik... Aşk mıdır, insanın ruhunun derinliklerinde ki ıstırabın harekete geçirdiği, yoksa umut mu? Ya da bir kaçış mıdır karanlık dehlizlerinden ruhun. Sevmek birini, hayaller kurmak, aşık olmak hepsi bir kaçış mıdır acziyetlerimizden. Biliyorum içiniz daraldı ama işte tam da böyle derin ve ıstırap dolu düşüncelere sevk ediyor bu film insanı, adeta acı çekmek isteyen bir mazoşist gibi. Normalde dramaları pek tercih etmesem de başrolleri yüzünden bu filmi izlemeden geçemezdim. Yönetmeni Darren Aranofsky’nin çok garip yöntemlerle özel efektler kazandırdığı “The Fountain” ( Kaynak ) insanı garip, zevkli, birazda umut kırıntıları olan hislerle sıkıca sarmalıyor. Filmin sahip olduğu bu güçlü etkide en büyük pay bana göre oyuncuların performansı ve müziklerinde. Filmi çok daha önceden görmüştüm ama Imdb puanını düşük bulduğum için es geçmiştim daha sonra başrolleri Hugh Jackman ve Rachel Weisz gibi başarılı oyuncuların paylaştığını görünce bir şans verdim ve mest oldum. Bu film ile ilgili mevzu; çok karmaşık bir kurgusunun olması filmi ilk izleyişte kavrayamamanıza sebep olabilir. Film 3 farklı zaman diliminde geçiyormuş gibi, ana karakterler hep aynı, film bittiğinde bazı taşlar yerine oturmamış gibi olsa da tuhaf derecede tatmin olmuş hissediyorsunuz kendinizi. Benim için filmin sonunda taşların yerine oturması, hikayede boşluklar olmaması çok önemlidir. Bir boşluk bulduğum, hikayesinde mantık hatası olan filmler benim için tamamen hayal kırıklığıdır zira vaktimi boşa harcamış gibi hissettirirler. Bu filmi bitirdiğinizde ilk başta bir şeyler eksikmiş gibi hissetseniz de filmin gözlemleyebildiğinizden daha derin olduğunu anlayabiliyorsunuz ve oyuncuların harika performansı son derece derin müziklerle buluşunca kendinizi harika bir duygu yoğunluğu içinde tatmin olmuş halde buluyorsunuz. Filmin müziklerinin bestekârı Clint Mansell resmen enstrümanları ağlatmış sadece filmin müzikleri üzerine bile saatlerce konuşulabilir ama o da başka zaman artık. Uzun zamandan beri şehir hayatının akışına, stresine ve soğukluğuna kapılmış gidiyorsanız hissetmeyi ve şehrin cansız siyah beyaz renklerinden kısa süreliğine de olsa sepia tonlara geçmek istiyorsanız “The Fountain” ı mutlaka seyredin ve ne hissettiğinizi paylaşın merak ediyorum filmin insanlarda bıraktığı etki çeşitliliğini.

HalisYldz 8 ago Via Flipboard