Kültür-Sanat

Özdemir Asaf gideli 36 yıl oldu: Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz...

Usta şair, 28 Ocak 1981 yılında hayata veda etmişti

28 Ocak 2017 20:51

“Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz” ve “Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme Lavinia / Adını gizleyeceğim, Sen de bilme Lavinia” mısralarının sahibi, Cumhuriyet dönemi Türk şairlerden Özdemir Asaf’ın bugün 36’ncı ölüm yıldönümü.

28 Ocak 1981 yılında, 57 yaşında hayata veda eden usta şair, eserlerinde işlediği ölüm, umutsuzluk ve endişe gibi hüzünlü duygularla sevildi. 11 Haziran 1923 tarihinde Ankara'da doğan ve asıl adı Halit Özdemir Arun olan şair, bugün şiirleriyle anılıyor.

"İnsan adaletsiz olmaz / Adaletsiz insan olur mu? / Olur, olmaz olur mu? / Ama olmaz olsun!"

Babası Mehmet Asaf Şura-yı Devlet'in kurucularından olan Özdemir Asaf, babasının öldüğü yıl, yani 1930’da, Galatasaray Lisesi'nin ilk kısmına girdi. 1941 yılında 11. sınıfta, bir ek sınavla Kabataş Erkek Lisesi'ne geçip 1942 yılında mezun oldu.

Hukuk Fakültesi'ne, İktisat Fakültesi'ne (3. sınıfa kadar) ve bir yıl Gazetecilik Fakültesi'ne devam etti. Bu arada Tanin ve Zaman gazetelerinde çalıştı ve çeviriler yaptı.

"Bekle dedi gitti / Ben beklemedim, o da gelmedi... / Ölüm gibi bir şey oldu / Ama kimse ölmedi..."

İlk yazısı Servet-i Fünun, Uyanış dergisinde çıktı. 1951 yılında Sanat Basımevi'ni kurdu ve kitaplarını Yuvarlak Masa Yayınları adı altında yayımladı.

1962'de Mehmet Ali Aybar öncülüğünde kurulan Temel Hakları Yaşatma Derneği'nin kurucularından oldu.

28 Ocak 1981'de hayata veda eden Özdemir Asaf'ın ilk eşi Sabahat Selma Tezakın'dan Seda isimli bir kızı; ikinci eşi Yıldız Moran'dan ise Gün, Olgun ve Etkin adında üç oğlu bulunuyor.

Özdemir Asaf'ın sesinden, "Sana gitme demeyeceğim ama gitme Lavinia..."

“Sende gördüğümü görecekler diye, ödüm kopuyor.”

 

“Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.”

“Amma da kavgalar ederdik
Ne güzeldi
Barışık dargınlıklarımız
Bambaşka bir tadı vardı”

“Tek kişilik miydi bu şehir,
Sen gidince bomboş kaldı…”